29 May 2009

Che Hakkında Bilinmeyen 10 Şey

Che hakkında şimdiye kadar belki de yüzlerce şey okumuş ve duymuşsunuzdur. Sosyalist Küba’nın kurucusu ünlü devrimci Che Guavera günümüzün en ünlü siyaset ikonlarından biri olduğunu hakkında yazılan çizilen hatta giyilenlerle göstermektedir. Converse marka ayakkabılara ile basılan sureti ile bu şöhret onu yıllarca savaştığı vahşi kapitalizmin bir oyuncağı haline getirdi desek çok da yanlış olmaz. Biz de bu ünlü ikon hakkında bilinmeyen ya da az bilinen maddeleri toparlayıp bir liste hazırladık. Keyifle okumanız dileğiyle…

 

1-) Che Guavera: İsim değil artık marka

437px-cheg1951.jpg-tm

“Che Guevara” adını seven ya da sevmeyen herkesin kabul ettiği bir gerçek var ki o da bu ismin artık bir marka halini aldığı gerçeği. İşin bir diğer tarafı ise bu ismin Che’nin gerçek adı olmayışı. Asıl adı Teniente Ernesto Guevara olan bu ünlü devrimciye marka olacak adı veren ise yoldaşlarından Antonio Nico López’dir. Arkadaşları Ernesto Guevara’ya el Che yani “ahbap” “arkadaş”  diye hitap ederken herhalde böyle olsun istememişlerdi. Latin âdetlerine göre aile ismini de eklendiğinde Che’nin tam adı Teniente Ernesto Che Guevara de La Serna oluyor. Bir kahraman için oldukça uzun bir isim.

 

2-) Küba’yı Kurtaran Adam Kübalı mı?

chefamily.jpg-tm

Hakkında az çok bilgi sahibi olanları çok da şaşırtmayabilir ama Küba uğruna savaşan Che, aslında İrlanda asıllı bir Arjantinli bir ailenin oğludur. Ailesi Küba’dan davet gelse de Küba vatandaşlığına geçmek istememişler. Hatta Che’nin babası oğlu için “damarları İrlandalı asilerin kanı ile dolu olduğu unutulmamalı” demiştir. Elbette en büyük savaşını ırk ayrımına karşı veren bir insanın milliyeti de çok önemsemesi abesle iştigal olurdu.

 

3-) Kokmuş Devrimci

Che Guevara, sıkı bir rugby oyuncusuymuş. Devrimci Che Guevara'nın rugby oynadığı yıllarda kendisine “fuser” lakabı takılmış. Aşırı saldırgan oyun tarzı nedeniyle verilen, azgın, kudurmuş anlamına gelen ‘’el furibundo’’ sözcüğü ile annesinin soyadı olan ‘’serna’’dan oluşturulmuş bir isimdir. Arjantin’de adına kurulmuş bir rugby takımı vardır.

4-) Amerika Gezisi

Che’nin geçmişte ve günümüzde en büyük düşmanı olan Amerika’ya bir seyahat yaptığını biliyor muydunuz? 1964’te Birleşmiş Milletler için bir konuşma yapmak üzere Amerika’nın New York eyaletine giden Che burada siyahi vatandaşlara karşı yürütülen ırkçı davranışları kınaya bir konuşma yapmış ve bu konuşma itina ile saklanmış.

 

5-) Doktor Che

che72

Şavaşçılığa kadar entelektüelliği ile de dikkat çeken Che Guavara Haziran 1953’te alerjiler üzerine yaptığı çalışması ile doktor olmuştur. Arkeolojiye merakı nedeniyle dünyayı gezerken sık sık şahit olduğu, çağının en öldürücü hastalığı olan cüzzam ve tedavisi hakkında uzun yıllar çalışmalarda bulunmuştur. Bu nedenle olsa gerek Küba’da sağlık hizmetlerine çok önem verilmektedir. 73 ülkede toplam 36 bin 578 Kübalı doktor ve sağlık görevlisinin çalıştığı bilinmektedir. Hatta 9 Ekim 1967'de kurşuna dizen infaz mangasındaki bir Bolivyalı askerin Kübalı doktorlarca tedavi edildiği ortaya çıkmıştır. Ülkemizde de sevilen şairimiz Sunay Akın Che’nin bu özelliği Dr. Che isimli şiiri ile ölümsüzleştirmiştir.

Dünya böylesine güzel
olur muydu yine
diplomasını çerçeveleyip
para kazanma derdine
düşseydi Dr. Che
yüreğini dağlara asmak yerine

 

6-) Satranç Takıntısı

Che Guevara’nın büyük zevklerinden biri de arkadaşları ile satranç oynamakmış hatta bunu biraz takıntı haline bile getirmiş. Yerel satranç turnuvalarına da katılan Che, oynarken hamlelerinin ardından tutku ile sevdiği şiir okurmuş.

 

7-) Aile Babası Che

340x.jpg-1-tm

Hayal etmesi biraz zor ama Che aynı zamanda bir aile babası… İlk eşi Hilda Gadea’dan olan ilk çocuğunu 15 Şubat 1956 kucaklayan Che, ikinci eşi Aleida March’tan dört çocuk sahibi daha oldu. Yukarıdaki ilk fotoğrafta eşi Aleida March ve 4 çocuğu ile aile pozu veren Che’yi, ikinci fotoğrafta ise oğlu Camilo’yu görüyorsunuz.

 

8-) Aziz Ernesto

610x.jpg-tm 19289-statue2-la-higuera-del-che-bolivia

Guevara’nın Küba'da bir aziz gibi olduğunu duymak sanırım sizi pek şaşırtmaz ama durum biraz daha abartılı aslında. Arjantin’de doğduğu şehir olan Rosario’da her yerde devasa heykelleri bulunmakta ve okula giden çocuklar her sabah “Che gibi olacağız” diyerek güne başlamaktadır. Bolivyalı Hristiyan çiftlik çalışanları tarafından aziz ilan edilan Che’ye her gün dualar edilip adaklar adanmaktadır. Katolik Kilisesi’nin bu durumdan bir hayli rahatsız olduğunu söylemeye gerek yoks anırım.

 

9-) Elleri Kesik Devrimci

mn-guevara.jpg

39

8 Ekim 1967’de Bolivya Özel Harekât Birliği tarafından Quebrada del Yuro kanyonunda devriye gezerken kuşatılıp yaralı olarak yakalan Che, ertesi gün kurşuna dizilerek idam edilmiş ve askerî bir doktor tarafından elleri kesilmiştir. Parmak izi alınarak saklanan ellerin akıbeti belli değildir. Efsane devrimcinin ölümünü tüm dünyaya duyurmak için Valle Grande'ye götürülen cesedinin fotoğraflarını çektiler. Fotoğraflar efsaneyi daha da büyüttü. Parçalanmış cesedinden dolayı And dağlarının köylüleri ona 'El Cristo de Valle Grande' (Valle Grande'nin İsa'sı) dediler.

 

10-) İronik İkon

che-warhol

Şimdilerde her objenin üstüne basılarak bir pazarlama yöntemi haline gelen Che ikonu aslında Kübalı ünlü fotoğraçı Alberto Korda tarafından 5 Mart 1960 tarihinde La Coubre patlamasında hayatını kaybedenler için düzenlenen cenaze töreninde çekmiştir. Çekildikten 7 yıl sonra yayımlanan bu fotoğraf bir ikon haline gelerek 20. yüzyılın simgesi haline gelmiştir. Fotoğrafın alakasız ürünler üzerinde basılmasını istemeyen fotoğrafçı Korda, 2000 yılında ünlü Rus içki markası Sminoff’a dava açmış ve 50.000 dolar tazminat kazanmıştır. Bu parası Küba sağlık sistemine bağışlayan Korda, "Eğer Che yaşasaydı o da aynısını yapardı" demiştir.

28 May 2009

En İyi 10 Torrent Sitesi

Torrent günümüzün en popüler dosya paylaşım yöntemlerinden biri. Kısaca p2p (peer-to-peer) denilen sistemle kullanıcılarının birbiri ile dosya alışverişi yapmasını sağlar. Basit kullanımı ve paylaşım ağının gittikçe genişlemesi nedeniyle Torrent dosylarını sağlayan siteler de bir hayli popüler olmaya başladı. Biz de ufak bir araştırmayla işi rakamlara döktük ve internetin en iyi torrent sitelerini derledik.

 

1-) Mininova.Org

mininova

Mininova, torrentin ilk gözağrılarından olan spurnova.org sonra ayakta kalan en geniş içerikli ve en popüler torrent sitesi olmayı başardı. 5,097,083 gibi göz dolduran dosya sayısı ile günlük aldığı ortalama 100 binlik aylık 4.5 milyona yakın ziyaretçi ile dünyanın en çok ziyaret edilen siteleri arasında Alexa sıralamasında ilk yüzün içine girmeyi başarmış durumda. 13,377 backlink ile Pagerank değeri 6 olan site en popüler torrent sitesi konumunda.

 

2-) ThePirateBay.Org

tpb

The Pirate Bay, şu sıralar torretin yükselen değeri ama henğz Mininova’yı yakalayabilmiş değil. Başı telif hakları ile sürekli derde giren site yöneticileri son olarak kaybettikleri bir dava yüzünden ödeyecekleri yüklü tazminatlar gündeme geldi. 1,522,930 dosya sayısına sahip The Pirate Bay, Alexa değeri 106, PR değeri ise 7! Bu rakamlarla listemizde ikinci sırada yer alıyor.

 

3-) IsoHunt.Com

isohunt

Isohunt, toplam 634,755 dosya sayısı aylık 1,7 milyon ziyaretçi ile listemizde 3. sırada yer alıyor. Alexa sıralaması 207 olan sitenin PR değeri ise 6!

 

4-) Torrentz.Com

052609-1322-10toptorren4

Dosya Sayısı: 2,560,511

Aylık Hit: 1,113,761

Alexa: 229

Pagerank: 6

 

5-) Btjunkie.Org

052609-1322-10toptorren5

Dosya Sayısı: 1,548,231

Aylık Hit: 726,826

Alexa: 645

Pagerank: 5

 

6-) TorrentPortal.Com

052609-1322-10toptorren6

Dosya Sayısı: 1,504,000

Aylık Hit: 452,064

Alexa: 1174

Pagerank: 5

 

7-) Sumotorrent.Com

sumo

Dosya Sayısı: 2,262,757

Aylık Hit: 415,336

Alexa: 1076

Pagerank: 5

 

8-) Onlytorrents.Com

052609-1322-10toptorren8

Dosya Sayısı: 1,412,000

Aylık Hit: 322,452

Alexa: 1712

Pagerank: 3

 

9-) BitTorrent.Com

052609-1322-10toptorren9

Dosya Sayısı: 348,645

Aylık Hit: 309,861

Alexa: 4008

Pagerank: 7

 

10-) Demonoid.Com

052609-1322-10toptorren10

Dosya Sayısı: 140,664

Aylık Hit: 521,869

Alexa: 435

Pagerank: 6

23 May 2009

Dünya’nın En Gizemli 10 Yapısı

 

İnsanların kendilerinden daha üstün ve her şeyin yaratıcı olan bir varlığa inanmaları insanlık tarihi kadar eski bir durum. Semavi dinler ortaya çıkmadan önce pek çok büyük inanç sisteminin yüzyıllarca yaşadığı bilinmekle beraber hepsinin gizemi hâlâ aydınlatabilmiş değil. Bu aydınlatılamayan dinlerden geriye artık sadece nasıl bir insan gücü ya da inanış ile yapıldığı bilinmeyen devasa heykeller, ibadethaneler hatta şehirler kaldı.  Sizler için dünya üzerindeki en gizemli yapıları derledik. Keyifle okumanız dileğiyle…

 

1-) Kıyamet Sonrası Rehbertaşları

instructions-post-apocalypse 350px-Georgia_Guidestones

Dünya şimdiye kadar bir çok görkemli ve gizemli yapı gördü ancak böylesi bir yapıdan eminim çoğumuzun haberi dahi olmadı.  Göğe doğru yükselen bu devasa taş tabletler ne antik bir anıt ne de dini bir değeri var. Georgia Guidestones adıyla bilinen bu yapı kıyamet sonrasına iletilmek üzere mesajlarla doldurulmuş bir anıt. Amerika’nın Georgia Eyaleti’ne bağlı Elbert County’de bir tepeye dikilen her biri 6 metre boyunda cve toplam ağırlıkları 110 ton olan bu 6 granit blok üzerinde kıyamet sonrası hayatta kalan insanlara yol gösterecek bilgilerle dolu.  Dünyanın en eski dilleri olan Sanskritçe, Çince, Antik Yunanca, Arapça hatta Svahili dilinde bile yazılar barındıran bu anıt aynı zamanda bir güneş takvimi.  Altında doğru zamanda ortaya çıkacak bir zaman kapsülü olduğu iddia ediliyor. Yapıldığı tarih ise 22 Mart 1980! Kimin yaptırdığı ise hâlâ tam olarak bilinmiyor. Sadece taşların Robert C. Christian takma adlı biri tarafından sipariş edildiği ve belediyeden bu isim üzerine yapım izni çıkartıldığı biliniyor. Anıtın gerçek dikilme nedeninin bilinmemesi hakkında birçok spekülasyonu da beraberinde getirmiş. Kimileri sadece turist çekmek için yapıldığını kimileri ise Amerika’da son yıllarda Scientology gibi türeyen öğretilerin bir ürünü olduğunu düşünüyor. Bu yüzden bikaç anıtlar birkaç kez saldırıya maruz kalmış ve üzerlerine sprey boyalarla yazılar yazılmış.

 

2-) Göbekli Tepe

Dünya’nın en gizemli yapılarından biri olan Göbekli Tepe, dünyanın en eski şehirlerinden biri olan Urfa’nın ortasında bir tarih deryası gibi durmakta. Bu akeramik Neolitik yerleşim, Urfa’nın 15 km kuzeydoğusunda, Harran Ovası’nın kuzey kenarında bulunan Germiş Dağları’ndadır. M.Ö 11.000 yıllık olan bu yapı ile ilgili pek çok iddia mevcut. Adem ile Havva’nın yasak elmayı yiyerek cennetten kovulduktan sonra burada yaşadığını söylenenler arasında. Yıllardır burada kazılar yapmakta olan Alman arkeolog Doç. Dr. Klaus Schmidt ise dünyanın en eski ve en büyük tapınma alanını bulduklarını buradan tarihin yeniden yazılmasına neden olacak veriler çıkabileceğine dikkat çekiyor. Neolitik Çağ’dan kalma, tapınma amaçlı törensel alanda üzerinde yabani hayvan ve bitki figürlerinin bulunduğu bir çok dikilitaş bulunan tapınakta bilinen en eski Tanrı motifi olan bir heykel de çıkarılmış.

 

3-) Stonhenge

 

stonehenge

Dünyanın en bilinen ve en eski anıtlarından olan Stonehenge kalıntıları İngiltere’nin Wiltshire kasabasının Salisbury Düzlüğü denilen bölgesinde bulunmaktadır. Anıtın yapımında kullanılan taşlar keski ile yontularak özellikle düzleştirilmiş 30 adet bloktan oluşmaktadır. Bugün 17 hala ayakta durmakta… İşin en garip tarafı ise kullanılan taşların kilometrelerce ötede başka bir yerleşim yerinden taşınmış olması. Böylesine ağır bir işin Neololitik Çağ’da nasıl bir teknoloji kullanılarak yapmışlar hala tam olarak açıklanabilmiş değil.  Fakat neden burayı seçtikleri biliniyor. Çünkü anıtın yapıldığı yer İrlanda’da bulunan Newgrange anıtıyla tam ters olarak konumlandırılmış. Newrange (21 Aralık) gündoğumuna, Stonehenge ise (21 Haziran) gündoğumuna doğru konumlandırılmış. Daha önceleri, güneş-uzay gözlemevi, güneş saati veya ufo iniş yeri olabileceği idda edilen Stonehenge, hakkında kesin olan birşey daha var o da buranın M.Ö. 3000 yılında İngiltere’nin en büyük mezarlığı olduğu gerçeği.

 

4-) Rapa Nui Heykelleri

 

easter-island-1

Adını Şili’ye bağlı bulunan Paskalya Adası'nda yaşayan yerlilerden alan bu heykeller, yüzyıllardır bi gelenk halinde yapımına devam eden devasa şaheserler olarak görülmektedir. Hanga Roa köyünde yaşayan insanların yerel dillerinde heykelin cinsiyetine göre erkekse “moai kavakava” kadın ise “moai pæpæ” adını verdikleri bu heykeller tek parça taştan oyularak yapılmakta. En büyüğü 20 metre olan heykellerin dini anlamı tam olarak bilinmiyor ancak hasat törenlerinde kullanıldıkları için atalarını temsil ettikleri tahmin edilmektedir.

 

5-) İskenderiye Su Altı Kalıntıları

alexandria-egypt-underwater-ruins

Gizem denince akla ilk gelen ülkelerden biri olan Mısır, bu sefer piramitleri ile değil su altına gömülmüş bir şehri ile konuşuluyor. 1.600 yıllık olduğu tahmin edilen bu şehir kalıntılarının ünlü kraliçe Kleopatra’nın babası XII. Ptolemy tarafından yaptırıldığı iddia ediliyor.  Kleopatra’nın sarayı olarak kabul edilen bu alanın sayısız deprem sonucunda denizin dibine indiği düşünülmekte.  Bu durum hemen akıllara kayıp şehir Atlantis efsanesini getirmiyor değil.

 

6-) Machu Picchu

450px-Peru_Machu_Picchu_Sunrise Intihuatana_Solar_Clock800px-Machupicchu_intihuatana 

Güney Amerika’nın dünyaya hediye ettiği en gizemli güzellik olan Machu Picchu şehri And Dağları 'nın bir dağının zirvesinde, 2.360 m yükseklikte, Urubamba Vadisi üzerinde kurulmuş olup. Peru'nun Cusco şehrine 88 km mesafededir. Şehir Yale Üniversitesi’nden Hiram Bingham ve ekibi tarafından 24 Temmuz 1911’de bulunmuş olup 1500’lerde bölgeyi istila eden İspanyollardan kaçmak isteyen bölge halkı tarafından inşa edilmiştir. Şehirde bulunan 700 iskeletin asil ve din adamına ait olduğunu belirlenmiş olması buranın bir kaçış yeri olduğu savını destekler niteliktedir. İçinde barındırdığı sayısız anıtın gizemleri hala çözülebilmiştir değil. Ortada gördüğünüz bir güneş saati, en sağdaki ise bir güneş tapınağı. Mükemmel şekilde korunmuş bu İnka şehri 7 Temmuz 2007 tarihinde,Dünyanın Yeni Yedi Harikası'ndan biri olarak seçilmiştir.

 

7-) Göl Dibinde Bir Stonhende

3144507427_8050010976_o fil

2007 yılında Amerika’nın köklü üniversitelerinden biri olan Northwestern Michigan University’de çalışan sualtı arkeolojisi profesörü Mark Holley tarafından Michigan Gölü’nün gibinde keşfedilen bu anıt bilim dünyası için gerçekten heyecan verici özellikler taşıyor. Üzerinde mamut ve fil benzeri oymalar bulunan taş bloktan şaşırtıcı bir şekilde Stonehenge gibi dizilmiş durumdalar. Çekilen sonar fotoğraflardan anlaşıldığı kadarıyla bu yapı yakşalık 12 metre boyunda ve 10 bin yıllık. İçinde buzul çağı öncesine ait mamut kemikleri bulunmuş durumda.

 

8-) Büyük Zimbabve Harabeleri

Sıra geldi bir Afrika ülkesine adını veren yapıya. Bu görmüş olduğunuz kale benzeri yapı Afrika’nın fakir ülkelerinden biri olan Zimbabwe’nin adını aldığı antik bir korunma alanı. Ülkenin daha önceki adı olan Rodezya ülkenin asıl sahipleri olan siyah ırk, iç savaşı kazandıktan sonra Zimbabwe olarak değiştirilmiş. Zimbabwe kelimesi, "ziimba remabwe" kelimelerinin birleştirilmiş hali anlamı ise “büyük taş/kayalardan yapılmış kocaman ev” demektir. Neden bu adı verdikleri aslında yapının boyutlarında gizli.  Afrika’nın en büyük eski kalıntıları olan bu muhkem bölge 11. yüzyılda yapılmış, 1.800 dönümlük bu arazi içinde tam 18.000 kişinin yaşadığı tahmin ediliyor.

 

9-) Okinawa Sul Altı Kalesi

 yonaguni underwater-ruins-japan64576062_8d00e89dc6

Japonya’nın güneyinde bulunan takımadalardan biri olan Okinawa gerek kültürü gerekse doğal güzellikleri ile keşfedilmemiş bir cennet gibi.  Bu cennetin en eski kalıntılarına Yonaguni sahilinde bulunan su altı kalesi de eklenmiş gibi görünüyor. 1995 yılında keşfedilen 8.000 yıllık bu kalenin devasa merdivenlerinin ve surlarının insan gücü ile nasıl yapıldığı hala anlaşılabilmiş değil. Japonya’nın Ryukyus Üniversitesi’nden profesör Masaaki Kimura buradan çıkan Mısır hiyeroglifleri ile şaşkına döndüğünü ve sanırım Kayıp Kıta Mu efsanesinin kaynağını bulduklarını açıklamış.

 

10-) Baalbek Tapınağı

baalbek-ruins

Aslında bu yapıyı gizemli yapan fazla birşey yok gibi görünüyor. Dünyanın en büyük Roma tapınağı olan bu yapı 54 sütundan oluşan devasa bir görsellik sunuyor. Bizans İmparatoru Theodosius tarafından yok edilmek istenmiş fakat başarılı olunamamış. İşin garip tarafı ise Roma İmparatorluğuna ait en büyük tapınak olan bu yapı ne Yunanistan’da ne de İtalya’da. Gördüğünüz bu tapınak Lübnan’ın Bekaa Vadisi’nde kalan ve Selahaddin Eyyubi’nin doğduğu kent olan Baalbek’te bulunuyor. Bu büyüklükte bir tapınağın buraya neden yapıldığı Theodosius’un burayı neden yok etmek istediği ise hala bir sır.

8 May 2009

İnternetin En Eski Siteleri

 safe_image

Türkiye’de internetin geçmişi çok da uzun değil ancak doğduğu topraklarda bu işlerin başlangıcı 20-25 yıl öncesine dayanıyor. iwhois.com adlı hosting sitesinin yayınladığı listeye göre internetin en eski siteleri de belli oldu. O zamanlar ne yaptıklarının farkındalar mıydı bilemiyoruz. Günümüzde site yapmak isteyip de domanin bulamayanların ve istedikleri domainlere binlerce dolar ödeyenlerin sayısı hiç de azımsanacak boyutta değil. Hal böyle olunca biz de internet dünyasının en eski sitelerine bir göz atalım dedik. Böylece internet ve bilgisayar teknolojilerinin gelişimini daha iyi görmüş olduk. Bazıları aynı kalmış bazıları ise çağı yakalamayı başarmış. İşte yeni ve eski halleri ile internet dünyasının en eski siteleri…

 

1-) symbolics.com / 15 Mart 1985

symbolic

Valla internet ve bilgisayar dünyasının gelişimini görelim demiştik ama ilk sitemiz bizi bir hayli hayal kırıklığına uğrattı. İnternet dünyasının .com uzantılı ilk sitesi tam 24 yıllık ama o günden bu yana pek de değişmemiş anlaşılan. Symbolics Inc. adlı yazılım şirketine ait bu sitenin yeni teknolojilerle arası pek iyi değil retro takılıyorlar hala.

2-) bbn.com / 24 Nisan 1985

bbn_eski bbn_yeni

İkinci sitemiz olan bbn.com da aradığımızı bulduk. Yine bir yazılım firmasına ait bu site aradan geçen uzun yıllar boyunca epey yol katetmiş. Şuanki sitelerinde kullandıkları sloganı bence sonuna kadar hakediyorlar. (yeniliğin tarihi)

3-) think.com / 24 Mayıs 1985

think_e think_y

7-) xerox.com / 9 Ocak 1986

xerox xerox_y

Listemizde ilk tanıdık isim ofis hayatının vazgeçilmez alet edevatlarının kaliteli üreticilerinde xerox markasına ait site oldu. Yazıcı ve fotokopi makinelerinin üretiminde dünyada olduğu gibi ülkemizde de hatırı sayılır bir yeri olan xerox firmasının yazılım işlerinde de önce bir isim. Mouse bile onların icadı imiş =)

9-) hp.com / 3 Mart 1986

hp hp_y

Ürettiği yazıcı, bilgisayar, laptoplar ile ülkemizde de oldukça fazla kullanıcısı bulunan HP firması internet teknolojisi kullanmakta da rakiplerinden biraz daha çabuk davranmış. Teknolojinin anavatanı Silikon Vadisi’nin ilk sakinlerinden de bu beklenirdi fakat Türkiye’deki müşteri hizmetleriniz hala çok kötü söylemedi demeyin… Hatta İhsan Yıldırım deyişi ile “yaratıyosun bari takip et!”

11-) sun.com / 19 Mart 1986

sun sun_y

13-) intel.com / 25 Mart 1986

intel intel_y

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Grocery Coupons