22 Nis 2009

Tarihin En Etkili 10 Kadını

Ünlü bir deyiş vardır ya; “her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır” diye… İşte bugünkü derlememiz etkilerini erkeğinin arkasında kalarak değil tarihe adını yazdırarak yapan kadınlarla ilgili. Bazıları yönetici bazıları bilim insanı ama hepsinin ortak noktaları zeka, başarma azmi ve hırslı olmaları. Lafı fazla uzatmadan işte tarihe adını yazdırmış en etkili kadınlar!

1-) Kleopatra VII

srsrizeyna_Kleopatra_jpg

Güzelliği, zekası ve iktidar hırsı ile tarihin en etkili kadınlarından olan Kleopatra daha 18 yaşında kardeşi ile evlenerek Hellen imparatorluğunun kraliçesi oldu. Mısır halkına kendini sevdirmek için kendini Mısır dinine adadı. Ancak bu durumun kendisi için tehlikeli bulan kardeşi onu sürgüne gönderdi. İskenderiyeli Kleopatra, büyük Roma imparatoru Sezar ile saraya tekrar döndü. Kleopatra'nın bir halı içinde Sezar`ın sarayına girdiği ve bu büyük kralı kendine aşık ettiği rivayet edilir. Ardından kardeşi bilinmeyen bir nedenle Nil sularında boğularak ölmüştür. Kardeşinin aradan çekilmesiyle tahta geçen Kleopatra, İskender’in hayalini kurduğu Hellenistik İmparatorluğu yeniden canlandırmak için Sezar’dan olan oğlunu da alarak Roma’ya gitti. Roma’da da iktidardan vazgeçmeyen Kleopatra Sezar’dan sonra tahta geçen Marcus Antonius’u kendisine deli gibi aşık ederek rakibi Octavian (Sezar'ın yeğeni) ile savaşa girişmiştir. Ancak savaşı kaybedince İskenderiye’deki sarayına dönerek intihar etmiştir. Öldüğünde 39 yaşında olan Kleopatra’nın kendisini bir kobraya sokturarak intihar ettiği rivayet edilir.

 

2-) Jeanne d'Arc

Bir deli mi yoksa bir azize mi olduğu hala tartışılan Jeanne d'Arc hakkında bir gerçek var ki o da ülkesi Fransa’nın bağımsızlığını kazanmasından en etkili isimlerden olduğudur. Yüzyıl Savaşları sırasında yaşadığı Fransa'nın kuzeydoğusunda bulunan Lorraine bölgesinde cephede gösterdiği başarılar ve gaipten sesler duyduğu iddiası kısa sürede onu ülkesinin en meşhur ismi yapmıştır. Erkek kıyafetleri giyerek savaşa katılan Jeanne d'Arc İngilizlerin eline esir olarak düşünce 19 yaşında “cadı” olduğu iddia edilerek yakılarak idam edilmiştir. Ölümünden 5 yüzyıl sonra azize ilan edilen Jeanne d'Arc’ın adı Fransız Kütüphanesi’ndeki kayıtlarda özenle saklanmıştır. Fransa’nın milli ikonlarından olan Jeanne d'Arc, sayısız filme ve kitaba konu olmuştur.

 

3-) Hürrem Sultan

Kudretiyle ünlü Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi Hürrem Sultan aslen Polonyalı bir ailenin kızı olup asıl adı Roxelanne’dır. Güzelliği ve zekası ile dikkat çeken Hürrem, Kırın Hanı tarafından Osmanlı sarayına hediye olarak gönderilmiştir. Sarayda aldığı eğitim ve güzelliği ile Kanuni’nin dikkatini çekmeyi başaran Hürrem, Valide Sultan olabilmek için şehzade Mustafa’nın annesi Mahidevran Sultan’nı ekarte etmiştir. Kanuni Sultan Süleyman’ın güven ve sevgisini kazanan Hürrem, tarihte ilk kez nikahlanarak onunla evlenmiş ve Valide Sultan olmuştur. Kızı Mihrimah Sultan'ı Vezir-i Azam Rüstem Paşa ile evlendirerek saraydaki etkinliğini arttırmıştır. Şehzade Mustafa’nın öldürülmesinde etkili olduğu söylenir. 52 yaşında ölen Hürrem Sultan, çok istemesine karşın oğlu III. Selim’in tahta çıkışını görememiştir. Ancak adını Osmanlı’nın en etkili kadını olarak tarihe yazdırmıştır.

 

4-) Marie Curie

20. yüzyılın en önemli bilim insanlarından biri olan Marie Cruie’nin gerçek adı Maria Skłodowska olup Polonya asıllı Fransız bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir.Fizik ve kimya alanında yaptığı çalışmalarla ün kazanan Marie Curie, bilim kariyerine Fransa’da doktora yapan ilk kadın olarak olarak başladı. Daha sonra çalışmalarını radyoaktivite üzerine yoğunlaştırdı. 1898'te ülkesinin adıyla anıldığı polonyum elementini buldu.1903'te fizikte nobel ödülünü Bacquerel ile paylaştılar. 1911'de radyumu yalın olarak elde etmeyi başararak ikinci kez nobel ödülünü aldı. Bilim hırsı uğruna mutsuz bir hayat geçiren Marie Curie: "Artık dayanamadığım bu aşağılık dünyaya veda etmek istiyorum. Neyse ki yokluğum büyük bir kayıp olmayacak!" diyerek ölmüştür. Öldükten sonra yapılan otopside radyum ve polonyumun tüm iç organlarını dağıttığı farkedilmiştir. O kadar fazla radyasyona maruz kalmıştır ki kullandığı not defterleri bile radyoaktif koruma altında incelenebilmektedir.

 

5-) Mata Hari

Gerçek adı Margaretha Geertruida Zelle olan bir dansçıdır. Aslen Hollandalı olan Mata Hari, I. Dünya Savaşı sırasında asker olan kocası nedeniyle bir çok askeri diplomatla yakınen ilişki kurdu. Bu nedenle Almanlar adına casusluk yapması istendi. Fransa ve Hollanda adına çalışan bir çok siyasi askeri diplomatı güzelliği ve cazibesi ile etkileyerek hatırı sayılır miktarda rüşvet almıştır. Gizli bilgileri Alman hükümetine aktardığı kanıtlanınca Fransa’da yakalanmıştır. 15 Ekim 1917'de idama mahkum edilerek kurşuna dizilmiştir. Kurşuna dizilirken gözlerini bağlatmadığı ve “Fransızlar beni öldürmekle savaşı mı kazanacaklar?" dediği bilinmektedir.

 

6-) Rahibe Teresa

20. yüzyılda Hristiyanlığın sembol isimlerinden olan Rahibe Teresa Osmanlı’ya bağlı Üsküp’te doğmuş ve gerçek adı Agnes Gonca Boyacı’dır. 18 yaşında rahibe olarak hayatını Hristiyanlığı yaymaya ve düşkün insanlara yardıma adamıştır. Kurduğu Hayırsever Misyonerler Cemaati dünyanın 450 noktasında 4.000 rahibenin görev aldığı dünya çağında bir yardım ve misyonerlik örgütü haline gelmiştir. Bu çalışmalarından dolayı 1979 yılında Nobel Barış Ödülü almıştır. Vatikan tarafından “azize” unvanı verilmesi planlanırken Brian Kolodiejchuk’ın Rahibe Teresa: Gel ve Işığım Ol kitabında yayınlanan mektuplarında ateist olarak öldüğü iddia edilmiştir.

 

7-) I. Elizabeth

İngiltere’nin en güçlü yöneticilerinden olan I. Elizabeth İngiltere'yi 16. yüzyıl boyunca yöneten Tudor hanedanının son üyesiydi. Bakire lakaplı Elizabeth’in babası VIII. Henry, annesi ise Anne Boleyn’dir. Tahtta kaldığı 45 yıl boyunca bir çok tartışmalı karara imza atmış ve tarihe geçmiştir. İngiltere’yi Protestan ilan etmesi, dönemin en güçlü donanması olan İspanyol Armadası’nı yaktırması ve hayatı boyunca çocukluk aşkı Robert Dudley'e olan zaafı yüzünden evlenmemesi bunların birkaçıdır. Hayatı başrollerinden Cate Blanchett’ın oynadığı Elizabeth: Altın Çağ filmi ile sinemaya kazandırılmıştır.

 

8-) Eva Perón

Arjantin devrik lideri Juan Domingo Perón'un ikinci eşi olan Eva Perón’un asıl adı María Eva Duarte de Perón olup İspanyolca "Küçük Eva" anlamına gelen Evita lakabıyla bilinirdi. 5 çocuklu fakir bir ailenin kızı olarak dünyaya gelen Evita, 7 yaşında yetim kaldı ve 14 yaşında aktris olmak için evden kaçtı. Sefalet içinde geçen hayatı o sıralarda genç bir subay olan Juan Peron ile tanışmasıyla değişti. Kocası askeri darbe ve sonrasında seçimle ülkenin başına gelince kendini kadın hakları ve fakirlere yardıma adadı. Ülkesinin en sevilen “first lady”si olan Eva Peron’un hayatı ünlü Evita müzikali ile önce sahnelere sonra da beyaz perdeye aktarıldı.

 

9-) Prenses Diana

diana

Asıl adı Diana Frances Spencer olan Lady Diana, İngiliz aristokratlarında Edward John Spencer'in en küçük kızı olarak dünyaya geldi. Kendi halinde bir çocuk yuvası çalışanı ile 29 Temmuz 1981’de 20 yaşındayken İngiltere Prensi Charles ile dünya televizyonlardan naklen yayınlanan bir törenle evlendi ve Galler Prensesi oldu. Fakat bu evlilik Prens Charles’ın aile zoruyla yaptığı bu evlilik baba olmasına rağmen uzun sürmedi nitekim ikisi de bu evliliğe sadık kalmamış ve paparazzilere sık sık malzeme olmuştu. Bu nedenle Kraliyet tarafından büyük baskı gören Diana bunların hiçbirini umursamadan aşkını yaşarken, yardımseverliği ile tüm Birleşik Kralliğin da sevgisini kazanmıştı. Son sevgilisi Dodi el Fayed'le Paris’te paparazzilerden kaçarken trafik kazası sonucu ölmüştür. Ölümü üzerinde hala şüpheler vardır. Kraliyet tarafından öldürüldüğü ve öldüğünde hamile olduğu iddialar arasındadır. Dünyada hala en çok sevilen kadınlar arasındadır.

 

10-) Benazir Butto

Benazir Butto 21 Haziran 1953’te eski Pakistan devlet başkanı ve başbakanı Zülfikar Ali Butto ve Begüm Nusret Butto’nun kızı olarak Karaçi’de dünyaya geldi. Gençlik yıllarından Harvard ve Oxford üniversitelerinde hukuk eğitimi alarak ülkesine döndü. Ancak babasını darbe ile görevinden alıp idam eden cunta tarafından sürgüne gönderildi. Bir süre İngiltere’de yaşayan Butto, burada ilk muhalefet partisini kurarak siyasete girdi. Askeri cuntanın şefi Ziya ül Hak'ın 1988'de ölümünden sonra Pakistan'da 1977 yılından beri ilk kez serbest seçimler yapıldı. 19 Kasım 1988 tarihindeki bu seçimleri kazanan Butto, ilk kez bir müslüman ülkenin kadın başbakanı oldu. Yönetimi boyunca savaştığı halkı sömüren feodal güçler tarafından sürekli tehditlere maruz kaldı. 1999 yılında, Pervez Müşerref'in liderliğinde gerçekleşen askeri darbe sonrasında Pakistan'ı terk etmek zorunda kaldı. 2007 yılında Pervez Müşerref, Benazir Butto’ya ülkesine dönme izni verince o da en güçlü muhalefet lideri olarak 2008 18 Ekim 2007 gecesi, 8 yıllık sürgünden sonra Pakistan'a geri döndü. Ancak yandaşlarının sevgi gösterileriyle karşılanan Butto aynı gün bombalı bir suikast girişimine hedef oldu. Karaçi kenti yakınlarında gerçekleşen ve Benazir Butto'nun yara almadan kurtulduğu bu saldırıda 138 kişi yaşamını yitirdi, 248 kişi de yaralandı. İlk suikastten böyle kurtulan Butto, 27 Aralık 2007 tarihinde Ravalpindi'de düzenlediği seçim mitingi sırasında bir intihar bombacısı tarafından önce silahlı saldırıya uğradı saldırgan başarılı olamayınca üzerindeki bombayı patlattı ve 20 kişi ile beraber Benazir Butto’nun da ölümüne neden oldu. Saldırı radikal dinci terör örgütü El-Kaide tarafından üstlenildi. Bu suikast ile Pakistan’daki demokrasi umutları bir başka bahara ertelendi.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

hürrem sultan için yazılanlar asılsız

Adsız dedi ki...

Hepsine eyvallah bi Hürrem mi olmaz! O da güzel =)

Yorum Gönder

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Grocery Coupons