23 Nis 2009

Türk ve Dünya Sinemasından En Etkileyici 10 kısa film

Kısa film her yıl amatör ya da profesyonel bir çok sinema tutkununun emek vererek harika işlere imza attığı bir sanat ancak; ülkemizde yatırım ve tanıtımı iyi yapılmadığı için ilgilenenler dışında pek fazla rağbet görmüyor. Saatlerce anlatılabilecek konuları ve duyguları kısacık bir kaç dakikaya sığdıran bu güzel yapıtları sizler için derledik. Eğer boşa geçirecek biraz vaktiniz varsa emin olun izledikten sonra pişman olmayacaksınız.

Not: Videoların youtube kaynaklıdır. İzlemekte sorun yaşarsanız buradan youtubejacker adlı programı indirip kurabilirsiniz.

1-) Ten Minutes – Ahmed İmamoviç

Bosnalı yönetmen Ahmed İmamoviç’e Avrupa Kısa Film Festivalinde ödül kazandıran bir başyapıt. On dakikanın kimin için ne ifade ettiğine dair görsel bir şölen.

2-) J'attendrai le Suivant - Philippe Orreindy

Aşka ve yalnızlığa dair yapılmış en güzel yapımlardan biri. Hayat gibi ters köşeye yatırıyor insanı. Gülümserken içiniz burkulabilir. 2004 yılında avrupa film festivalinde en iyi kısa film ödülünü almış ve 2003 yılında en iyi kısa film dalında oscara aday gösterilmiştir.

3-) One Hundredth of a Second - Susan Jacobson

Hayatın ve savaşın acımasızlığını yüzünüze tokat gibi parçacak bir 5 dakika! Hırs ve pişmanlık üzerine mükemmel bir dram.

 

4-) Snap - Manolo Celi

Fotoğrafçılık üzerine bir film daha… Ancak bu kez gülümseten bir yapım.

 

5-) İnside - Trevor Sands

Beyazperdede defalarca işlenen şizofreni ve çoklukimlik üzerine etkileyici görsellikle psikolojik-gerilim türünde bir kısa film.

 

6-) Aşk Ruleti – Mert Dikmen

Başrollerinde reklamların sevilen ve başarılı oyuncusu Murat Serezli ve güzel oyuncu Gözde Sinem Öztürk’ün oynadığı etkileyici bir kısa film.

7-) Strangers - Erez Tadmor & Guy Nattiv

Etnik ve dini ayrımcılık üzerine güzel bir yapım. Yabancılar…

 

8-) Rainy Girl - Jerome Genevray

Aşka dair pastel tonlarda alegorik anlatımıyla sevimli bir film.

 

9-) Horizon Variations - Ori Sinai

Kolsuz bir piyanistin etkileyici öyküsünde bikaç dakikalık kesit.

 

10-) Goodbye to The Normals - Jim Field Smith

Hayatın sıradanlığında aptallaşan insanları küçük bir çocuğu gözünden anlatan eğlenceli bir yapım.

22 Nis 2009

Tarihin En Etkili 10 Kadını

Ünlü bir deyiş vardır ya; “her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır” diye… İşte bugünkü derlememiz etkilerini erkeğinin arkasında kalarak değil tarihe adını yazdırarak yapan kadınlarla ilgili. Bazıları yönetici bazıları bilim insanı ama hepsinin ortak noktaları zeka, başarma azmi ve hırslı olmaları. Lafı fazla uzatmadan işte tarihe adını yazdırmış en etkili kadınlar!

1-) Kleopatra VII

srsrizeyna_Kleopatra_jpg

Güzelliği, zekası ve iktidar hırsı ile tarihin en etkili kadınlarından olan Kleopatra daha 18 yaşında kardeşi ile evlenerek Hellen imparatorluğunun kraliçesi oldu. Mısır halkına kendini sevdirmek için kendini Mısır dinine adadı. Ancak bu durumun kendisi için tehlikeli bulan kardeşi onu sürgüne gönderdi. İskenderiyeli Kleopatra, büyük Roma imparatoru Sezar ile saraya tekrar döndü. Kleopatra'nın bir halı içinde Sezar`ın sarayına girdiği ve bu büyük kralı kendine aşık ettiği rivayet edilir. Ardından kardeşi bilinmeyen bir nedenle Nil sularında boğularak ölmüştür. Kardeşinin aradan çekilmesiyle tahta geçen Kleopatra, İskender’in hayalini kurduğu Hellenistik İmparatorluğu yeniden canlandırmak için Sezar’dan olan oğlunu da alarak Roma’ya gitti. Roma’da da iktidardan vazgeçmeyen Kleopatra Sezar’dan sonra tahta geçen Marcus Antonius’u kendisine deli gibi aşık ederek rakibi Octavian (Sezar'ın yeğeni) ile savaşa girişmiştir. Ancak savaşı kaybedince İskenderiye’deki sarayına dönerek intihar etmiştir. Öldüğünde 39 yaşında olan Kleopatra’nın kendisini bir kobraya sokturarak intihar ettiği rivayet edilir.

 

2-) Jeanne d'Arc

Bir deli mi yoksa bir azize mi olduğu hala tartışılan Jeanne d'Arc hakkında bir gerçek var ki o da ülkesi Fransa’nın bağımsızlığını kazanmasından en etkili isimlerden olduğudur. Yüzyıl Savaşları sırasında yaşadığı Fransa'nın kuzeydoğusunda bulunan Lorraine bölgesinde cephede gösterdiği başarılar ve gaipten sesler duyduğu iddiası kısa sürede onu ülkesinin en meşhur ismi yapmıştır. Erkek kıyafetleri giyerek savaşa katılan Jeanne d'Arc İngilizlerin eline esir olarak düşünce 19 yaşında “cadı” olduğu iddia edilerek yakılarak idam edilmiştir. Ölümünden 5 yüzyıl sonra azize ilan edilen Jeanne d'Arc’ın adı Fransız Kütüphanesi’ndeki kayıtlarda özenle saklanmıştır. Fransa’nın milli ikonlarından olan Jeanne d'Arc, sayısız filme ve kitaba konu olmuştur.

 

3-) Hürrem Sultan

Kudretiyle ünlü Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi Hürrem Sultan aslen Polonyalı bir ailenin kızı olup asıl adı Roxelanne’dır. Güzelliği ve zekası ile dikkat çeken Hürrem, Kırın Hanı tarafından Osmanlı sarayına hediye olarak gönderilmiştir. Sarayda aldığı eğitim ve güzelliği ile Kanuni’nin dikkatini çekmeyi başaran Hürrem, Valide Sultan olabilmek için şehzade Mustafa’nın annesi Mahidevran Sultan’nı ekarte etmiştir. Kanuni Sultan Süleyman’ın güven ve sevgisini kazanan Hürrem, tarihte ilk kez nikahlanarak onunla evlenmiş ve Valide Sultan olmuştur. Kızı Mihrimah Sultan'ı Vezir-i Azam Rüstem Paşa ile evlendirerek saraydaki etkinliğini arttırmıştır. Şehzade Mustafa’nın öldürülmesinde etkili olduğu söylenir. 52 yaşında ölen Hürrem Sultan, çok istemesine karşın oğlu III. Selim’in tahta çıkışını görememiştir. Ancak adını Osmanlı’nın en etkili kadını olarak tarihe yazdırmıştır.

 

4-) Marie Curie

20. yüzyılın en önemli bilim insanlarından biri olan Marie Cruie’nin gerçek adı Maria Skłodowska olup Polonya asıllı Fransız bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir.Fizik ve kimya alanında yaptığı çalışmalarla ün kazanan Marie Curie, bilim kariyerine Fransa’da doktora yapan ilk kadın olarak olarak başladı. Daha sonra çalışmalarını radyoaktivite üzerine yoğunlaştırdı. 1898'te ülkesinin adıyla anıldığı polonyum elementini buldu.1903'te fizikte nobel ödülünü Bacquerel ile paylaştılar. 1911'de radyumu yalın olarak elde etmeyi başararak ikinci kez nobel ödülünü aldı. Bilim hırsı uğruna mutsuz bir hayat geçiren Marie Curie: "Artık dayanamadığım bu aşağılık dünyaya veda etmek istiyorum. Neyse ki yokluğum büyük bir kayıp olmayacak!" diyerek ölmüştür. Öldükten sonra yapılan otopside radyum ve polonyumun tüm iç organlarını dağıttığı farkedilmiştir. O kadar fazla radyasyona maruz kalmıştır ki kullandığı not defterleri bile radyoaktif koruma altında incelenebilmektedir.

 

5-) Mata Hari

Gerçek adı Margaretha Geertruida Zelle olan bir dansçıdır. Aslen Hollandalı olan Mata Hari, I. Dünya Savaşı sırasında asker olan kocası nedeniyle bir çok askeri diplomatla yakınen ilişki kurdu. Bu nedenle Almanlar adına casusluk yapması istendi. Fransa ve Hollanda adına çalışan bir çok siyasi askeri diplomatı güzelliği ve cazibesi ile etkileyerek hatırı sayılır miktarda rüşvet almıştır. Gizli bilgileri Alman hükümetine aktardığı kanıtlanınca Fransa’da yakalanmıştır. 15 Ekim 1917'de idama mahkum edilerek kurşuna dizilmiştir. Kurşuna dizilirken gözlerini bağlatmadığı ve “Fransızlar beni öldürmekle savaşı mı kazanacaklar?" dediği bilinmektedir.

 

6-) Rahibe Teresa

20. yüzyılda Hristiyanlığın sembol isimlerinden olan Rahibe Teresa Osmanlı’ya bağlı Üsküp’te doğmuş ve gerçek adı Agnes Gonca Boyacı’dır. 18 yaşında rahibe olarak hayatını Hristiyanlığı yaymaya ve düşkün insanlara yardıma adamıştır. Kurduğu Hayırsever Misyonerler Cemaati dünyanın 450 noktasında 4.000 rahibenin görev aldığı dünya çağında bir yardım ve misyonerlik örgütü haline gelmiştir. Bu çalışmalarından dolayı 1979 yılında Nobel Barış Ödülü almıştır. Vatikan tarafından “azize” unvanı verilmesi planlanırken Brian Kolodiejchuk’ın Rahibe Teresa: Gel ve Işığım Ol kitabında yayınlanan mektuplarında ateist olarak öldüğü iddia edilmiştir.

 

7-) I. Elizabeth

İngiltere’nin en güçlü yöneticilerinden olan I. Elizabeth İngiltere'yi 16. yüzyıl boyunca yöneten Tudor hanedanının son üyesiydi. Bakire lakaplı Elizabeth’in babası VIII. Henry, annesi ise Anne Boleyn’dir. Tahtta kaldığı 45 yıl boyunca bir çok tartışmalı karara imza atmış ve tarihe geçmiştir. İngiltere’yi Protestan ilan etmesi, dönemin en güçlü donanması olan İspanyol Armadası’nı yaktırması ve hayatı boyunca çocukluk aşkı Robert Dudley'e olan zaafı yüzünden evlenmemesi bunların birkaçıdır. Hayatı başrollerinden Cate Blanchett’ın oynadığı Elizabeth: Altın Çağ filmi ile sinemaya kazandırılmıştır.

 

8-) Eva Perón

Arjantin devrik lideri Juan Domingo Perón'un ikinci eşi olan Eva Perón’un asıl adı María Eva Duarte de Perón olup İspanyolca "Küçük Eva" anlamına gelen Evita lakabıyla bilinirdi. 5 çocuklu fakir bir ailenin kızı olarak dünyaya gelen Evita, 7 yaşında yetim kaldı ve 14 yaşında aktris olmak için evden kaçtı. Sefalet içinde geçen hayatı o sıralarda genç bir subay olan Juan Peron ile tanışmasıyla değişti. Kocası askeri darbe ve sonrasında seçimle ülkenin başına gelince kendini kadın hakları ve fakirlere yardıma adadı. Ülkesinin en sevilen “first lady”si olan Eva Peron’un hayatı ünlü Evita müzikali ile önce sahnelere sonra da beyaz perdeye aktarıldı.

 

9-) Prenses Diana

diana

Asıl adı Diana Frances Spencer olan Lady Diana, İngiliz aristokratlarında Edward John Spencer'in en küçük kızı olarak dünyaya geldi. Kendi halinde bir çocuk yuvası çalışanı ile 29 Temmuz 1981’de 20 yaşındayken İngiltere Prensi Charles ile dünya televizyonlardan naklen yayınlanan bir törenle evlendi ve Galler Prensesi oldu. Fakat bu evlilik Prens Charles’ın aile zoruyla yaptığı bu evlilik baba olmasına rağmen uzun sürmedi nitekim ikisi de bu evliliğe sadık kalmamış ve paparazzilere sık sık malzeme olmuştu. Bu nedenle Kraliyet tarafından büyük baskı gören Diana bunların hiçbirini umursamadan aşkını yaşarken, yardımseverliği ile tüm Birleşik Kralliğin da sevgisini kazanmıştı. Son sevgilisi Dodi el Fayed'le Paris’te paparazzilerden kaçarken trafik kazası sonucu ölmüştür. Ölümü üzerinde hala şüpheler vardır. Kraliyet tarafından öldürüldüğü ve öldüğünde hamile olduğu iddialar arasındadır. Dünyada hala en çok sevilen kadınlar arasındadır.

 

10-) Benazir Butto

Benazir Butto 21 Haziran 1953’te eski Pakistan devlet başkanı ve başbakanı Zülfikar Ali Butto ve Begüm Nusret Butto’nun kızı olarak Karaçi’de dünyaya geldi. Gençlik yıllarından Harvard ve Oxford üniversitelerinde hukuk eğitimi alarak ülkesine döndü. Ancak babasını darbe ile görevinden alıp idam eden cunta tarafından sürgüne gönderildi. Bir süre İngiltere’de yaşayan Butto, burada ilk muhalefet partisini kurarak siyasete girdi. Askeri cuntanın şefi Ziya ül Hak'ın 1988'de ölümünden sonra Pakistan'da 1977 yılından beri ilk kez serbest seçimler yapıldı. 19 Kasım 1988 tarihindeki bu seçimleri kazanan Butto, ilk kez bir müslüman ülkenin kadın başbakanı oldu. Yönetimi boyunca savaştığı halkı sömüren feodal güçler tarafından sürekli tehditlere maruz kaldı. 1999 yılında, Pervez Müşerref'in liderliğinde gerçekleşen askeri darbe sonrasında Pakistan'ı terk etmek zorunda kaldı. 2007 yılında Pervez Müşerref, Benazir Butto’ya ülkesine dönme izni verince o da en güçlü muhalefet lideri olarak 2008 18 Ekim 2007 gecesi, 8 yıllık sürgünden sonra Pakistan'a geri döndü. Ancak yandaşlarının sevgi gösterileriyle karşılanan Butto aynı gün bombalı bir suikast girişimine hedef oldu. Karaçi kenti yakınlarında gerçekleşen ve Benazir Butto'nun yara almadan kurtulduğu bu saldırıda 138 kişi yaşamını yitirdi, 248 kişi de yaralandı. İlk suikastten böyle kurtulan Butto, 27 Aralık 2007 tarihinde Ravalpindi'de düzenlediği seçim mitingi sırasında bir intihar bombacısı tarafından önce silahlı saldırıya uğradı saldırgan başarılı olamayınca üzerindeki bombayı patlattı ve 20 kişi ile beraber Benazir Butto’nun da ölümüne neden oldu. Saldırı radikal dinci terör örgütü El-Kaide tarafından üstlenildi. Bu suikast ile Pakistan’daki demokrasi umutları bir başka bahara ertelendi.

18 Nis 2009

Tıp Tarihinin En İnanılmaz 10 Hatası

Doktor ihmalleri eskiden anahaber bültenlerimizin vazgeçilmez malzemeleriydi. Midede unutulan neşterler, yanlış organı ameliyat etmeler gayet aşina olduğumuz konulardı. Türkiye’de olduğu kadar dünyada da durum pek farklı değil aslında. Dünya tıp hatalarından dolayı yılda 100 bin insan hayatını kaybediyor. Bu hataların çoğu yanlış ilaç kullanımından olsa da hastanelerde çok daha vahim durumlar mevcut maalesef. Doktorlarımız da bu durumun farkında olacaklar ki olası tazminat davalarına karşı sigorta bile yaptırmışlar. Bu tarz nahoş durumlarla karşılaşmamak için Mehmet Öz’ü dinleyip bilinçli hasta olmakta fayda var. Neyse fazla dağıtmadan konumuza dönelim. İşte dünyanın konuştuğunu tıp tarihinin en inanılmaz hataları…

 

1-) Doğum Kliniğinde Spermler Karışırsa

a348_invitro

Türkiye hastanelerinden yeni doğan bebeklerin karıştırılmasına alışığız ama bu olay doğrusu bizi bile aşmış durumda. Amerika’nın New York metropolünde yaşayan Thomas Andrews ve eşi Nancy, çocuk sahibi olmak için başvurdukları doğum kliniğinin inanılmaz hatasını yıllar sonra anlayabildiler. 2002 yılının Ekim ayından dünyaya getirdikleri ve Jessica adını verdikleri bebeklerinin aslında “teknik olarak” kendi çocukları olmadığı zaman içerisinde ve acı bir şekilde öğrendiler. Beyaz bir çift olan Thomas ve Nancy Andrews’in küçük kızları büyüdükçe ten rengi siyahileşmeye başlamış. Durumdan şüphelenen baba DNA testi yaptırınca eşinin doğum yapabilmesi için kullanılan spermlerin kliniğin başka bir müşterisi olan Afrikalı Adalet Sheila ve Abdus-Salaam çiftine ait olduğu ortaya çıkmış. Kuruma dava açana talihsiz aile ise çocuklarının velayeti için bir dava ile de karşı karşıya kalabilirler. Hindistan’da olsalardı başlarına gelen bu talihsiz olay yüzünden öldürülmüş bile olabilirlerdi.


 

2-) Yanlış Kalp ve Yanlış Akciğer Bir Hayatı Söndürdü

a348_wrongheart

17 yaşındaki Jésica Santillán, 2003 Eylül ayında Amerikanın en köklü üniversitelerinden Duke Üniversitesi Hastanesi'ne organ nakli için yatırıldığında muhtemelen iyileşip hayatına devam etmeyi umuyordu. Başlangıçta her şey çok güzel gitti. İhtiyacı olan kalp ve akciğer 17 cerrahla yapılan dev bir operasyonla Jésica Santillán’a nakledildi. Ancak 2 hafta sonra Jésica komaya girdi ve bir dizi ameliyat geçirmesine rağmen kurtarılamadı. Olayı federal mahkemeye taşıyan ailesi acı sonucu öğrenmek için çok beklemedi. Çünkü yapılan araştırmada nakledilen organların doku ve kan uyumumun organ nakli için yeterli olmadığı anlaşıldı.

 

3-) 200.000 Dolarlık Testis

a348_testicle

Amerikan Hava Kuvvetleri’nden emekli olan 47 yaşındaki Benjamin Houghton, sol testisindeki bir ağrı şikayetiyle Los Angeles’ta bir tıp merkezine gitti. Yapılan tetkikler sonucu kanserden şüphelenen doktorlar tüm vücuda yayılmaması için ameliyata karar verirler. Benjamin Houghton’nın dosyası ameliyat masasına gelene kadar bir dizi yanlış işleme tabi olduğu için yanlışlıkla sağlıklı olan sağ testisi alınır. Olay mahkemeye taşınır ve hastane Benjamin Houghton’a 200.000 dolar ödemeye mahkum edilir.

 

4-) 33 Cm’lik Emanet

a348_souvenir

Donald Church, 2000 yılında Washington Üniversitesi Hastanesine iyileşmek için geldiğinde muhtemelen başına geleceklerden habersizdi. Karın bölgesindeki tümör alınırken vücudunda 33 cm uzunluğunda ve ameliyatlarda kullanılan cetvel benzeri bir alet unutulmuştu. X-ray cihazına takılan bu cisim nedeniye hastane Donald Church’a 97.000 $ tazminat ödemeye mahkum oldu. Üstelik bu hastanenin ilk sabıkası da değildi. 1997-2000 yılları arasında buna benzer 4 olaya daha adı karışan hastane büyük prestij kaybı yaşamış.

 

5-) Başarılı bir kalp ameliyatı… Fakat yanlış hasta…

a348_openheart

Joan Morris adlı hasta beyin ameliyatı için gittiği hastaneden kalp ameliyatı olarak taburcu edilmiş. Hastane yoğunluk ve kapasite yetersizliğinden dolayı hastaların yatak ve raporlarını karıştırınca bu inanılmaz hata meydana gelmiş. Neyse ki zarar gören olmamış ancak ortaya çıkan trajikomik durumdan hastane personeli nasibini de almış.

 

6-) Bir Yılda 3 Hatalı Beyin Ameliyatı

a348_RhodeIsland

Amerika’daki Rhode Island Hospital doktorları bir rekora doğru koşuyorlar. Aynı yıl içerisinde yaptıkları 3 beyin ameliyatı da aynı hata ile sonuçlanmış. Son vukuatları ise gazetelere yansıyınca faturası ağır olmuş. 86 yaşında bir kadına yaptıkları hatalı beyin ameliyatı sonucunda ölünce 50.000 dolar tazminat ödemeye mahkum olmuşlar. Ayrıca hastanenin tıp lisansı da iptal edilmiş.

 

7-) Pardon Yanlış Bacağı Kesmişiz

a348_leg

52 yaşındaki Floridalı Willie King, Şubat 1995’te yattığı Tampa University Community Hospital’dan bir bacağını kaybetmiş olarak çıkacağını biliyordu ancak sağlam bacağını kaybedeceğini sanırım tahmin etmemiştir. Bu inanılmaz hatanın bedeli de çok büyük olmuş. Ameliyatı yapan doktorun lisansı iptal edilip 10.000 dolar, hastane ise 900.000 dolar tazminat ödemeye mahkum edilmiş.

 

8-) Sağlam Böbrek Doktor Kurbanı

kindnet

Bir yanlış organ haberi daha… Amerika’nın Minnesota eyaletinde bulunan Park Nicollet Methodist Hospital doktorları trajik bir hata ile bir hastasının sağlam böbreğini alınca gazete manşetlerindeki yerini aldı. İyileşmek için gittiği hastaneden diyalize mahkum şekilde çıkan hasta ise yeniden iyi olmak için uygun böbrek bulunmasını bekliyor.

 

9-) Yarı Uyanık Halde Ameliyat

a348_awake

Amerika’nın Virginia eyaletinde yaşayan Sherman Sizemore 19 Ocak 2006’da karın ağrısı şikayetiyle Raleigh General Hospital’a gelmişti. Doktorlar ameliyat olmasına karar verdiler. Ancak onun ameliyatı normalinden çok daha acılı oldu. Çünkü Sherman anestezi uzmanının hatası sonucu tam olarak bayıltılmadan ameliyat edildi. Anestesiz Farkındalık olarak bilinen bu durum Awake (Anestezi) isimli filme de konu olmuştu.

 

10-) Doktor Kurbanı Komedyen

a348_dana

Amerika’da Saturday Night Live adlı şov programı ile ünlenen komedyen oyuncu Dana Carvey de trajik bir tıbbi hata kurbanı olmuş. Kalbe giden damarlarında tıkanıklık tespit edilen ünlü komedyen geçirdiği by-pass ameliyatından sonra şikayetleri devam edince başka bir doktora gitmiş ve yanlış damarın ameliyat edildiği öğrenmiş. Sonuç ise tarihin en büyük rakamlı tazminat davalarından biri… 45 yaşındaki 2 çocuk babası Carvey, ölüm tehlikesi yaşadığını iddia ederek ameliyatı yapan hastaneye 7.5 milyon dolarlık tazminat davası açmış.

12 Nis 2009

Türk Sinemasının En Yakışıklı 10 Jönü

Vakti zamanında ünlü Türk düşünürü Hülya Avşar “Türkiye’de jön yok!” deyip hararetli bir tartışmanın fitilini ateşlemişti. Bazen konunun direkt muhatapları bazen de uzatılan her mikrofona bişeyler saçmalayanlar kendilerince katılmıştı o tartışmalara. Bu tartışma bize de bu liste için ilham kaynağı oldu. Bir zamanlar beyazperdeden bir bakışla genç kızların kalbini titreten kartpostal çocuklarını analım istedik. İşte Türk sinemasına yıllarını vermiş en yakışıklı 10 jönümüz…

1-) Tarık Akan

tarık_akan

Türk sinemasının bebekyüzlü aktörü… Romantik filmlerin tartışması en iddialı adamı… 1960’ların ünlü mecmuası Ses Dergisi’nin sinemamıza kazandırdığı en önemli isimlerden biri olan Tarık Akan 1971’den bu yana tam 110 filmde rol aldı. 111. filmi Deli Deli Olma da gösterime girmeyi bekliyor.


2-) Ayhan Işık

ayhan_isik

Beyazperdede karizma deyince şekil bıyığı ve sigara içişiyle akla ilk gelen isimdir Ayhan Işık. Erken kaybettiğimiz en üretken sinemacılarımızdan biridir. Ünü Hollywood’a bile sıçramıştı lakin ömrü yetmedi. Sinemamızın Taçsız Kral’ına Allah’tan rahmet diliyoruz.

3-) Kadir İnanır

kadir_inanır

Adına neler yazılsa az aslında. Yakışıklılığı ve maçoluğu ile bir akımın yaratıcısı olmuş, Türk erkeğinin beyazperdeye en yakışan adamlarındandır Kadir İnanır. İster Tatar Ramazan olsun İster Deli Kadir bir sözüyle insanı titretmeyi başarır. Bıyık altından çapkın gülüşüne tav olmayacak hatun tokadı haketmiştir. Ömrüne sığdıdığı 142 film ile bir sinema fenomeni olarak unutulmaz isimler arasına adını altın harflerle yazdırmıştır.

Deli Kadir Uleeyn :)

 

4-) Sadri Alışık

sadri_alisik

Türk sinemasının belkide en efkarlı jönüydü Sadri Alışık. Mutlu sonları sadece komedi filmlerinde görmüştü.Hayata 1-0 yenik başlayanların gözleri dört kere lacivert bir güzele sevdasını en güzel O anlatırdı. Edebiyatıyla, karizmasıyla, efkarıyla peyazperdeye en çok yakışan isimlerdendi.Mekanı cennet olsun.

5-) Cüneyt Arkın

Kahpe Bizans’ın güzel prenseslerinin bile cazibesine dayanamayıp “N’yır N’olamaz!” dediği sinemamızın en kahraman jönü. Şimdilerde yeni yetmelerin komedi niyetine izlediği binbir emekle çektiği o filmlerle zamanında rekor izleyici kitlesine ulaşmıştır.Peryazperdenin mahçup delikanlısı, cengaveri ve bir yapı taşıdır.

6-) Ediz Hun

ediz-hun

O da Ses dergisinin Yeşilçam’a kazandırdığı değelerden biri. Emel Sayın ve Hülya Koçyiğit ile karşılıklı oynadığı filmlerin hala tadı damağımızdadır.Şaşkın aşık rollerinin vazgeçilmez oyuncusuydu.Şimdilerde ise siyasetçi olarak çevreci ve hayvanseverliği ile bir çok kişiye örnek olmaktadır.

7-) Yılmaz Güney

yilmaz_guney_2

En delikanlı sevdaları Çirkin Kral’ıydı Yılmaz Güney. Adı gibi yılmaz bir sinema savaşçısı lakabına nazire yaparcasına yakışıklı bir jöndü.Maço tavırların en çok yakıştığı hayatı da oynadığı roller gibi olan ender insanlardandı.

8-) İzzet Günay

izzet4

Romantik komedilerin aranan oyuncusu Günay, kimi zaman zengin aşık olurdu. Dalgacı olmazdı ama, züppe hiç değil. Kimi zamansa fakir ama gururlu genç, kadını hem yüreği ile hem de yumruğu ile seven bıçkın aşıktır. Hala yediği ile değil, attığı dayakla hatırlanır İzzet Günay.

9-) Göksel Arsoy

Türk sinemasının altın çocuğu… Genç kızları kullanıp atan ama sonra da deli gibi aşık olan zengin züppe rollerinin usta oyuncusudur. Müzik bilgisini sinemada zengin şımarık kızlara piyano dersi veren yakışıklı öğretmen rolleri ile konuşturmuştur.

10- Engin Çağlar

engin_caglar

Emel Sayın’ın yanına en yakışan jön. Türk sinemasındaki “efendi aşık” boşluğunu en güzel dolduran oyuncularımızdandır. Aksi rollerde de oynamış olsa da aklımızda hep efendi aşık olarak kalacaktır.

10 Nis 2009

Dünyanın En Harika 10 Çocuğu

Hani bizde bir söz vardır “adam olacak çocuk” diye… İşte bu çocukları görünce bence bu sözü bir kez daha düşüneceksiniz. 4 yaşında üniversiteye kabul edilen mi dersiniz 12 yaşında Nobel’e aday gösterilen mi… İşte dünyanın en zeki afacanları…

Not: Bazıları artık afacan değil =)

1-) Kim Ung-Yong: Dünyanın En Yüksek IQ’su!

a401_kim

Takvimler 7 Mart 1967 tarihini gösterdiği gün Koreli Kim ailesi dünyaya bir süper zeka bağışladıklarının farkında değillerdi ancak; bunu öğrenmeleri o kadar uzun sürmedi. Kim Ung-Yong 4 yaşına geldiğinde Japonca, Korece, Almanca ve İngilizce okuyabiliyordu. Normalde anadilinde konuşmayı bile yeni sökmesi lazım olan bu sıradışı dahi 5 yaşında en karmaşık diferansiyel ve integral problemlerini çözmüştü. Dünyanın bu küçük dahiyi farketmesi çok uzun sürmedi elbette. Japonya’da bir televizyon kanalında Çince, İspanyolca, Vietnamca, Filipince, Almanca, İngilizce, Japonca bildiğini kanıtlaması üzerine IQ testi yapıldı ve 210 ile Dünyanın En Zeki Adamı olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na adını yazdırdı. Durun daha bitmedi! Kim Ung-Yong, Hanyang Üniversitesi’nde 3 yaşından 6 yaşına kadar misafir öğrenci olarak eğitim aldı. 7 yaşında NASA’nın davetiyle Amerika’ya gitti. Kolorado Eyalet Üniversitesi’nde 15 yaşına basmadan mezun oldu ve 1974’ten itibaren hem akademik çalışmalar yapıp hem de NASA’nın araştırmalarını yönetti. 1978’de ülkesi Kore’ye dönerek dünyanın en prestijli üniversitelerini ve kurumlarını red etti. 2007 itibariyle de Chungbuk Ulusal Üniversitesi'nde ders vermekte.


 

2-) Gregory Smith: 12 Yaşında Nobel Adayı!

a401_nobelprize

1990 yılında doğan Gregory Smith, 2 yaşında okumaya başladı. Kreşteki hocaları tarafından farkedilen yeteneği ile önce 1. sınıfa başlayan Gregory Smith’in yaşı ilerledikçe bir dahi olduğu daha iyi anlaşıldı çünkü bu küçük çocuk, normal boyutlardaki bir kitabı bir kere okuyarak 18 ay hafızasında tutabiliyordu. Öğretmeni tarafından süper bilgisayar olarak tanımlanan Smith, Amerika’nın Florida eyaletinde bulunan Orange Park Lisesi’nde 7 yaşında mezun oldu. Sonra Lynchburg’daki Macon Koleji’ne kabul edildi. Burada matematik ve tarih ve biyoloji alanlarında eğitim aldı. 2003 yılında  Virginia Üniversitesi’ne kabul edildi ve 16 yaşında Amerika’nın  en genç doktora sahibi unvanıyla ile mezun oldu. Bundan sonra bilim hayatına ara veren Gregory Smith, kendini dünya barışını sağlamaya adadı ve International Youth Advocates adında bir vakıf kurarak Bill Clinton’dan Mikhail Gorbachev’e kadar bir çok başkanla görüştü. Afrika’nın bir çok yerinde kimsesiz çocukların eğitim alması için okullar açtı. Dünyadaki bir çok çocuk kurumuna bağışlar yaptı. Bu yaptıklarının karşılığını 4 kez Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilerek aldı.

3-) Akrit Jaswal: Yedi Yaşında Bir Cerrah!

a401_indiandoc

Şu sıralar herkesin konuştuğu bir Bollywood filmi var: Slumdog Millionare! Film Hindistan’ın kenar mahallelerinde büyüyen bir çocuğun Kim 500 Milyar İster tarzı bir yarışmada zengin oluşunu anlatıyor. Bizim anlatacağımız hikayede buna benziyor ama ufak bir farkla bizimki daha gerçek.

Akrit Jaswal, 23 Nisan 1993 Hindistan’ın Punjabi bölgesinden dünyaya geldi ve henüz 10 aylıkken konuşmaya ve yürümeye başladı. 2 yaşına geldiğinde okuma-yazmayı öğrenmiş ve elinden Shakespeare kitaplarını düşürmüyordu. 5 yaşına geldiğinde kanserle mücadele ve gen tedavisi için teoriler üretmeye başlamıştı.İlk tedavisini ise yangında parmakları eriyen küçük bir kız çocuğuna yaptı. Yeteneğini Dharamshala’da bir kolej başkanı olan B. R. Rahi farketti ve yaptırdığı I.Q testi sonucunda Hindistan’ın en zeki çocuğunu bulduğu anladı. 12 yaşında Chandigarh Koleji’ni bitirdi ve Hindistan Üniversitesi’nin en genç öğrencisi oldu. Hindistan’da bir Guru olarak ilan edilen bu küçük dahi daha sonra İngiltere’den kanser araştırmalarına katkı yapması için davet edildi. Şu anda ise Londra Üniversitesi’nde aralarında Türk profesör Mustafa Camgöz’ün de bulunduğu bir kurulda görev yapmakta.

4-) Aelita Andre: 2 Yaşındaki Ressam!

080109100221_aelita-andre 

Sidneyli sanatçı bir ailenin küçük kızı olarak dünyaya gelen Aelita Andre, bir sabah uyandığında tüm Avustralya’nın konuştuğu bir ressam haline geldi. 2006 yılında dünyaya gelen bu sevimli kız çocuğunun eline oynasın diye verilen fırça ile yaptıkları ülkesinin en pretijli sanat galerilerinin sahibi olan Mark Jamieson’ın dikkatini çekince bir anda tüm dikkatleri üzerine çekti. Şimdiye kadar yaptığı yağlıboya tabloları ilerde kızına göstermek için saklayan baba Michael Andre durumdan oldukça memnun. Çünkü küçük kızının yaptığı tablolar dünyaca ünlü sanat galerleri Brunswick Street Gallery, Art Almanac and Art Collector’ın duvarlarını süslüyor. Özellikle yaptığı soyut resimlerde kullandığı figürleri nasıl ortaya çıkardığı ise özel bir merak ver araştırma konusu.

5-) Michael Kevin Kearney: Zeki ve Para Babası!

a401_kearney

Az önce yukarıda bahsettiğimiz filme geri dönelim. Ama bu sefer Hindistan’a değil Amerika’nın en turistik mekanı Hawaii’nin Honululu şehrine gidiyoruz. 18 Ocak 1984 yılından doğan Michael Kevin Kearney, akademisyen bir ailenin çocuğu olarak ilk eğitimini okula gitmeden evinde almış. 4 aylıkken konuşmaya 10 aylıkken okumaya  başlayan çocuklarındaki cevheri gören ailesinin desteği ile 10 yaşında Associate of Science’ın Jeoloji bölümünden mezun olarak dünyanın en genç üniversite mezunu oldu. University of South Alabama’da antropoloji yılında lisans derecesi elde eden Kearney, asıl şöhreti 2006 yılında katıldığı Who Wants to be a Millionaire? adlı yarışmadan kazandığı 1 milyon dolar ile yakaladı ancak bu onun ilk yarışması değildi. Daha önce katıldığı çeşitli televizyon yarışmalarında bir hayli para kazanmış. Bilgisini paraya çevirmenin en kısa yolunu seçmiş. Şimdi ise 24 yaşında ve bir dolar milyoneri…

6-) Willie Mosconi: 6 Yaşında Bir Semih Saygıner :)

a401_billiard

William Joseph Mosconi, 27 Haziran 1913’de Amerika’nın Philadelphia eyaletinin Pennsylvania bölgesinde orta halli bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. Babası bir bilardo meraklısıydı ve evde bir bilardo masası vardı. Bilardo oynamaya babasını izleyerek başlayan Willie, ilk skorunu süpürge sopası ve patateslerle mutfakta yapmış. Annesi durumu babasına bildirince de 6 yaşında profesyonel olan bir bilardo efsanesi hikayesi başlamış. 6 yaşında ilk dünya şampiyonluğunu kazanan Willie daha sonra babası tarafında bir çok reklam filminde oynatılmış ve dolaylı olarak ailesini zengin etmiş. Ancak Amerikalı bilardo severler onu 1941 - 1957 yılları arasında, onbeş kez yenilgisiz BCA Dünya Şampiyonluğu ile hatırlıyor. Ha unutmadan 526 topla yaptığı bilardo şovunu izleyebilen olursa bize de haber versin.

7-) Fabiano Luigi Caruana: Bir Satranç Dehası!

250px-Fabiano_Caruana08

2 bin yıldır oynanan ve bir spor olarak ilan  edildiği günden beri bir zeka oyunu olarak lanse edilen satranç şimdiye kadar çok ustalar görmüştür. Kasparov’un bilgisayara karşı yaptığı maç hala hafızalarda iken size küçük bir satranç dehasını daha tanıtalım istedik.

30 Temmuz 1992’de Miami’de İtalyan bir anne ile Amerikalı babanın oğlu olarak dünyaya gelen Fabiano Caruana, hayatını değiştirecek olan komşusu ünlü satranç ustası Bobby Fischer ile henüz tanışmamıştı. 5 yaşında dünyanın en önemli ustalarından biriyle maç yapma onuruna erişen Caruana, ilk şampiyonluğunu da aynı yıl kazanmış. Ardından dünya çapınca bir çok turnuvada şampiyonluk elde eden bu küçük usta 12 yaşında dünyanın en genç satranç ustası unvanını almış.

8-) Elaina Smith: 7 Yaşında Bir Güzin Abla!

a401_radiogirl

Kim demiş aşk çocuklara göre değildir diye! Yukarıda fotoğrafını görmüş olduğunuz bu sevimli kız çocuğu yani Elaina Smith, İngiltere’nin en küçük Güzin Ablası! Hem de binlerce yetişkin dinleyicisi her gün ondan tavsiyeler alabilmek için çalıştığı radyo istasyonunun telefon satralini kilitliyor.Boşanmış bir anne babanın çocuğu olan Elaina’nın tavsiyelerinin sırrı ise burada gizli sanırım. Verdiği tavsiyelere bakılırsa aşkın matematiğini çözmüş gibi duruyor. Sevgilisi tarafından terkedilen bir kadının onu nasıl geri elde ederim sorusuna “Hayat bir erkek için üzülmeye vakit harcanacak kadar kısa değil!” diyerek benden onay almış bulunmakta.

9-) Saul Aaron Kripke: 12 Yaşında Bir Harvard Hocası

200px-Kripke

13 Kasım 1940’da doğan Saul Aaron Kripke de sıradışı akademik kariyeri ile listemizde bulunuyor. Amerika’nın en büyük filozoflarından biri olarak gösterilen Kripke, mantık, dil, metafizik, epistemoloji felsefesi üzerine bir çok çalışmasını daha lisedeyken yapmış ve bu ona bir çok üniversitenin kapısını ardına kadar açmış.Bunların en ünlüsü tabiki Harvard! Şimdi ise Princeton Üniversitesi’nde huysuzluğu ile nam salmış yaşlı bir profesör :)

10-) Cleopatra Stratan: 3 Yaşında ve “Celebrity”

a401_cleopatra

6 Ekim 2002’de Moldova’nın Kishinev kentinden doğan Cleopatra Stratan, 3 yaşında ülkesinin en ünlü ve en çok albüm satan şarkıcısı olma unvanını taşıyor. Babası da kendisi gibi Pavel Stratan tarafından yetiştirilen bu küçük yetenek, 3 yaşında ama La vârsta de trei ani adında bir albümü ve maliyeti hayli yüksek reklam anlaşmalarına sahip. Amrikanın çocuk idolü Shirley Jane Temple’dan sonra en büyük çocuk yeteneklerden biri olarak görülüyor. MTV tarafından da ödüllendirilen küçük Cleo hayli şirin bir klibi de var. Bu derlememizi de onun bu güzel klibi ile sonlandıralım. Bir dahaki derlememizde görüşmek üzere…

 

5 Nis 2009

En havalı 10 bilgisayar aksesuarı

İşi gereği ya da bağımlılıktan hayatını bilgisayar başında geçirenler için teknoloji marketleri birer mabed gibidir. İngilizce “Geek” diye tanımlanan bu tarz bilgisayar delisi insanlar için bilgisayar akseuarlarının sadece işlevsel olması önemli değil. Bilgisayar akseuarlarında bile farklı heyecanlar arayanlar için en havalı ve çılgın ürünleri listeledik…

1-) Çek-Yat Bilgisayar

 a49_folding

Bir ihtiyacınız olmadığı sürece bilgisayar başında kalkmayan biri misiniz? Yoksa bilgisayarınızla aranızda duygusal bir bağ mı oluştu? Cevabını evet’se bu ürün tam size göre. Amerikanın Colorado Eyaleti’nde konsept yatak takımları üreten bir firma bilgisayarında yalnız uyumak için kopanlara özel bu yatağı geliştirmiş. Fiyat olarak $2000 gözden çıkarmanız gerek…

2-) USB Aroma Terapi

 
a49_aroma

USB aracılığıyla çalışan çok alet vardır ama herhalde bunu daha önce görmemişsinizdir. Bu gördüğünüz aparat ile bilgisayarınız bulunduğu odanın havasını temizleyip güzel kokmasını sağlayabilirsiniz. Odam kötü kokmasın, boşa harcayacak portum da var diyorsanız bu alet tam size göre.Benze bir ürün için şuraya bakabilirsiniz.


3-) Kumaş Klavye

 a49_smart
Siz de klavyenizin üstüne çay-kahve dökmekten bıktınız mı? Ayda bir klavye değiştirmek sıkıldıysanız bu ürün tam size göre. %100 kumaştan üretilen bu klavye hem su geçirmez hem de katlanarak istediğiniz yerde kullanıma müsait. Ağırlığı ise sadece 68 gram. Bu teknoloji harikası Bluetooth ile PDA ürünlere de bağlanabiliyor. Arzu edenlere touchpad versiyonu da var.


4-) Multimedya Oyuncu Koltuğu


 a49_chair
Bilgisayarınızı daha çok oyun oynamak için mi kullanıyorsunuz? Peki oyun oynarken daha gerçekçi bir atmosfer yakalamak ister misiniz? Bu koltuk ile oyunun içindeymişsiniz gibi hissedebilirsiniz. İçine monte edilen 50 watt’lık iki hoparlör ve 300 watti’lık amfisi titreşim özelliği ile birleşince nasıl bir oyunun sizi beklediğini düşünün artık. Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetleri’nin uçuş smilasyonlarında kullandığı bu koltuğun maliyeti $799.95.


5-) USB  Casus Fare

 a49_spy
Görünüşünde normal bir bilgisayar faresinden bir farkı olmayan bu alet ise meraklı bilgisayar kullanıcıları için tasarlanmış.İçine yerleştirilen özel mikrofonuyla konuşmaları duyabilirsiniz. Boyutları ise 53 x 95 x 35 mm ve ağırlığı sadece 75 gram.


6-) Katlanabilir Karton Hoparlör

a49_speakers
 


Kulağa biraz saçma geliyor ama adamlar yapmış! Portatiflikte sınır tanımayan ürünlerden biri olan bu hoparlörleri katlayıp kutusunda istediğiniz yere götürebilirsiniz. Japonlar  bunu da yapmış abi :) Almak isteyenler için fiyatı $34 ve firmanın İstanbul’da da mağazası var. Şuradan bakılabilir.


7-) Ayak Faresi

 a49_foot
Adından da anlayabileceğiniz üzere ayaklarınızla kullanabileceğiniz pedallar vasıtasıyla kontrol edilen bildiğimiz bilgisayar faresi. Teknoloji severleri bilmem ama ellerini kullanamayan engelli arkadaşlarımız için ilaç gibi bir ürün. Fiyatı $349.99! Sipariş için şuraya bakabilirsiniz.


8-) Zıplayan Dijital Kamera


 a49_camera
Bu gördüğünüz küçük top aslında 3 megapiksel fotoğraf çekebilen dijital bir kamera. Zıplarken fotoğraf çekebilen bu alet, kolayca usb portalarından şarj olabiliyor. Sporcular ve fotoğrafçılar için özel dizayn edilmiş deseler de siz pek inanmayın. İlgilenenler şuraya bakabilir.


9-) USB Masaj Aparatı


USB portlarınızdan birine takacağınız bu alet ile omuz, bel, boyun vs masajı yapabilirsiniz. Saatlerce bilgisayar başında oturmaktan ağrıyan beliniz için iyi gelebilir. Fiyatı da oldukça makul $8.99! Sipariş için şuraya bakılabilir.


10-) USB Elektrikli Süpürge




Klavyenizin tuşlarına baktığınızda toz ve ekmek kırıntısından başka bişey göremiyor musunuz? O zaman bu iş için özel dizayn edilmiş bu ürün sizin için biçilmiş kaftan. Ürünü incelemek için buraya bakabilirsiniz.

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Grocery Coupons